17 Mayıs 2008 Cumartesi

Özlem Ateş

12 yorum:

İbrahim Erdal dedi ki...

Çok sevgili arkadaşım köylü güzeli özlem:) , yıllar süren çok güzel bir arkadaşlığımız oldu seninle.Bu süre zarfında birçok anımız oldu.Çok ciddi gidiyorum cıvımam lazım diyerekten seninle ilgili unutamayacağım bazı noktaları paylaşmak istiyorum.Öncelikle take-home kıvizlerini :), mazlum mazlum loreal’de çalışmanı :) , köyündeki mevsimlik işçileri sonuna kadar savunmanı:),bir çobanın oyunu en az bir genel müdürün oyu kadar önemseyen düşünce anlayışını:) , kahve falı baktırmak için sıra bende sıra bende yapmanı:), ve bunlar gibi aklıma gelmeyen bir çoğunu unutamayacağım.Bazı zamanlarda İstanbul’un kirliliğinden ve gürültüsünden bıkıp köyüne dönmek istiyorsun anlıyorum seni :) ama bizi senin gibi bir arkadaştan mahrum etmemek adına köyüne dönüşünü biraz geciktir:) iyice yaşlanınca belki:).Bu arada şunu da söylemek istiyorum ki bana 4 harfli olarak bir daha hitap edersen seni nerde olursan ol bulurum ve yüksek biryerden atarım:).Bu arada özlemcim, şu ilerideki direkler var ya hani köprünün ayakları...:) ne güsel ışıl ışıl dimi:).Arkadaşım umarım İçindeki iyilik ve saflık hiçbir zaman kaybolmaz ve hayatında herşey istediğin gibi gider, arkadaşlığımızın okuldan sonra da sürmesi dileğiyle,kendine çok iyi bak,ibraaaahim veya senin tabirinle 4 harfli:).

Farfalle dedi ki...

Alışverişlerdeki tek rakibim sevgili Özlem Ateş, ne zaman bişey beğensem arkamı dönsem senin elinde de aynsını görmekten bıktım. Ne zaman dışarı cıksak giydiğim kazağın diğer rengi senin üstünde:) neyseki bunları affettirmek için beni mülteci olarak ev sınırların içine aldın, çamaşırlarımı yıkadın, ütüledin, her gün bana taze fasülye pişirdin, hatta giyinme odanızın yarısını işgal eden eşyalarıma bile şefkatle yaklaştın:) mezun olduk büyüdük sonunda, amerika anılarımızı, evinde geçirdiğim 2 ayı, 4 yıldızlı süper lüks otelimizde geçen muhteşem tatilimizi, zone toplantıları öncesi kendimizi parçalarcasına board hazırladığımız loreal günlerimizi arkamızda bıraktık. Şimdi ikinci chaptera geçmek üzereyiz: Gamze ve Özlem İş Hayatında. Bu chapterdaki ilk maceramızın adımlarını da az önce atmış bulunuyoruz. Yeni işimiz hayırlı olsun kuşum, kozmetik dünyası korksun bizden:)

St.Kiraz dedi ki...

Dün gibi hatırlıyorum Hazırlık B-4'ün en köşe yerine oturmuş şaşkın şaşkın etrafa bakınan halini, sınıfa girdiğim anda dikkatimi çekmişti, geldim yanına oturdum, o anda şaşkınlığın ikiye katlandı. "Yazık şu kız çocuğunun haline bak" dedim, daha 18'ini bile geçmediğini ben nerden bileydim. Neyseki Fırat vardı yanımda da birlikte tuttuk elinden bugünlere getirdik seni :) Hazırlık finali sonrası 112 No'lu Ikarus'un en arkasındaki merdivende eve dönüş yolculuğumuzdaki heycanı, hatta muhtelif 112-128 yolculuklarında bizim deli karının yaşattığı başka başka tatları, "bölümlerimize başlayalım orda kalsak da olur hazırlıkta kalırsak rezil oluruz" fikirleriyle sonucu bekleyişimizi unutmamın imkanı yok. Ama bırak bu anlattıklarımı, çok çok daha fazlasını atlattık ve herşey bitti gidiyoruz işte, canım benim, üniversite hayatımda sahip olduğum en temiz, en iyi niyetli, en anlayışlı arkadaşımdın sen, herşeye de layıksın işte bu yüzden.

Unknown dedi ki...

Sıcak bir Ekim gunuydu.... B4 sınıfından içeri girdiğinde
"AAA ne şeker bir kız herhalde abisini arıyor, kaybolmuş!!!" dedim içimden:) Sonra yanımdaki Emrecana acaba abisi mi diye bir baktım,ama onun gözlerindede "öğretmen çocugu gelmiş sınıflarda oyun oynuyo,zibidi" gibi bi bakış vardı...
Özlemin ablasının abisi bile bizden küçük olmasına rağmen yinede onu hor görmedik... Kah aramıza aldık sohbet etmeye çalıştık(Biraz zordu ilk zamanlar kabul ediyorum), kah kantinde karnını doyurduk :p, kahda yine kantinde kotu emellerimize alet ettik(Özlem git şu kızlarla tanış diyerekten)...
Allah tan sınıf abilerin olarak Emrecan ile birlikte senin bu günlere gelmeni sağlayan temellerini attık.

Şaka bi yana, ki her sakada bi gercek payı vardır; benim açımdan hazırlıkta sınıf içinde keyif almamı sağlayan ve o senemin eğlenceli geçmesinde payı olan, arkadaş diyebildiğim ve sonradan da bunu DOST kelimesine çevirebildiğim en onemli kişisin. Düşünüyorumda sensiz bir hazırlık sınıfı inanılmaz sıkıcı olurdu(Tabi burda Emrecan ı da es geçmemek lazım). Her nekadar sabahları senle, Emrecanın geç gelmesine bahaneler bulmaya calışsakta, artık bir süre sonra hocalarda bizim çektiğimiz ızdırabı anlamıstı:D

Zaman o kadar cabuk gecioki... Daha dun REŞİT olmadığı için Taksimde bar ların kapısına kadar Emrecanla bana eşlik edip, küçük emrah edasıyla boynu bükük arkasına bakarak evine dönen Özlem, mezun oluyor da yıllık yazısı yazdırıyor. Aaahhh ahhhh ne gunlerdi:)))

Bütün bir hazırlık boyunca dersleri ve sorulan soruları Yes ve No kelimelerini kullanarak geçiştiren, ama sene sonunda "Tiiiçııırr,no Ay didit" diyerek kendini aşan ve "Özlem ATEŞ En Uzun Cümle Ödülü" nü almaya hak kazanan arkadaşımız, artık kendini fakülte koridorlarından, plaza ve iş merkezlerine transfer ediyor...

İş dedimde bide senle gittiğimiz işler vardı:) Hani su benim Emrecanla seni 2-3 saatlik diye kandırıp bi 10-15 saat çalıştığımız işler:D

Herşeye rağmen, iyi ki hazırlıkta bir sene kalmışım ve sizlerle tanışmışım. Benim için zor ve stressli olması gereken bir seneyi, eğlenceli ve keyifli hale getirdiğiniz için sonsuz Teşekkürler...

Umarım hayatının geri kalanında(ki o kısımda daima görüşeceğiz ve birlikte olacağız) en az okul hayatındaki kadar başarılı olur ve etrafına keyifli ve eglenceli bir ortam sunarsın:)

Tebrikler...

Yolcu dedi ki...

Hahaha sırf benim yazdıklarımdan kopya çekme diye sen yazana dek yazmadım bişi.Çünkü yakınnnn arkaşımız asistanlarımız da bilirler ki sen sınavlarda benim kağıdımı benden iyi bilirsin.Canımsım kız benim senin kadar müthiş güzel olumlu enerjik (azcık saf) bakan iki mavi göz sahibi kız görmedim ben.Ki bu sebepledir ki yiğenim efe ile nasıl bir akrabalığınızın olabileceğini halaaa çözemedim.
Cicim when we were freshman, daha yeni yeni tanıştığımız takıldığımız zamanlarda bir adet vizede sana kopya vermedim diye sinirlenip kapıyı çarpıp sınavdan çıkmıştın, halbise sonradan anca kafan bastı ben KOPYA ÇEKEMEM!Bu doğallığımdan ve namusluluğumdan olsa gerek ki sen de en yakın arkadaşımla yarışa girip beni kendine çekmek için türlü şakalar espriler yapmıştın hehe. Koç –Marmara-Çukurova Temöb- ÖÖÖÖZlem suyumuz kesildi size geliom su akıo mu- Özleeem doğalgaz yok size gelim mi- bad design sunumu için Özlemlerin evini kullanalım- kekin güzelliği tezgaha dökülen yumurtanın kimseye çaktırılmadan malzemelerin için katılmasıyla olur- çorbayı grip virüsüne birebir ilaç gibi tanımlaman-3 yaşındaki oğlan çocukları gibi yürümek- gece gece yürüme yarışı yapmak-3 gün tatili tam gaz bodrum da kültürel aktivitelerde geçirmek- her yaz beyaz tshirt ünü alıp 3 ay boyunca vermemek- fakültede küççük kızlar gibi çığlık çığlığa bağrışmak tam bir al birini vur ötekine durumu kızzıııım bu kod sözlerimden yaşanmışlık ve süper anıları bir tek sen çıkarabilirsin herhalde.2 günlüğüne ankara ya gidelim otobüste aşti nin anlamını bir kez daha araştırabilir miyiz acaba:) üzerine bir de muavinden azar işitirmiyiz dersin.Evine geldiğimde veya sen bana geldiğinde her daim beni doyurduğun için, güldürdüğün, kızdırdığın herşey için çok teşekkür ederim canım.
Sana gelecekle ilgili hiçbişi yazmıcam canım çünkü zaten dip dipe mutualist bir yaşamda olduğum uz için onları gelecek zamanlarda yazarım.Sadece yıllardır açıklayamadığım bir sırrı burda açıklamak istiyorum: ben seni sen olduğun için Saniye nin kızı olduğun için sevdim!!!
Figen BAYSAL

Murad AYGUL dedi ki...

Össlemmm

Sınıfımızın canlı heyecanlı cıvıl cıvıl hayat dolu espritüel ENERJİ İÇECEĞİ:)
Hayatı her zaman tiiiiiiiiiiiye alan tavırlarınla etkilemiştin hep beni :)
Temöb'deyken, pistte o slow müzikte öyle dans edişin hala unutulmazlarım arasında:)
O bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle herkesin takdirini kazanan sevgili arkadaşım,
Yüzünden gülücükler eksik olmasın. Ömür boyu enerjik kalabilmen dileğiyle


Murad AYGÜL

Unknown dedi ki...

Mektubuma başlarken, fonda “hiç unutulur mu okul yılları” adlı şarkıyı dinlermiş gibi yapmanı öneriyor, saygıyla bismillah diyorum. Sevgili sevgilim Özlem, ben seni değil sizdeki incir reçelini, senin keneyi vücudundan çıkarışını anlatışını, pilavı ölçmeden ıslatmadan 3 saniye içerisinde yapışını, açık büfe kahvaltı salonunda benim tabağıma kıskanç kıskanç bakışını, doğum günümü unutuşunu, saçlarının buram buram şampuan kokuşunu sevdim. (Kokuş da ne biçim bi kelimeymiş) Sevmek de ne kelime öldüm bittim! Mektubuma son verirken , fonda “jötem ille de jötem” adlı şarkıyı dinlermiş gibi yapmanı öneriyor, saygıyla eyvallah diyorum. Mektup diyorum yahu, ne tatlıyım! :) Bunu yazan Feyza, hayat bayram olsa!

Unknown dedi ki...

Okulun ilk günüydü. Ben her zamanki gibi stresli ama rahat görünmeye çalışıyorum. Biricik Adanamdan kopup İstanbul’a gelmişim. Tir tir titriyorum belli etmiyorum=) Hazırlığı okumak için yırtınmışım ama kaderin cilvesi izin vermemiş ve okulun ilk günü olmuş boncuk bir kız sınıfta yanıma oturmuş. Ben okula, yeni bir hayata başlıyorum, yeni bir okul, yeni insanlar oldukça sevinçliyim bir yandan. Bu boncuk kız yanına oturan saf Adanalı kıza yaklaşıyor ve başlıyor anlatmaya: Bu okul çok kötü, sıkıcı, rezalet ve mutsuz! Ben bir sene kaldım burnumdan getirdiler!... bu böyle devam ediyor ve ardından saf kızı sınıfta bırakarak ortamdan ayrılıyor. =) Seni bu şekilde tanıdım Özlemcan! İlk beni deli gibi okuldan korkutan kocaman gözlü soğuk kızdın sen! Ödümü patlatmıştın! Bir de şimdi bak bize! Sen benim Özlemim, üniversite hayatımın neşe kaynağı iki tanemden biri! =) Dünyanın en iyi niyetli, en safocan en boncuk köylü güzeli =) İçimi ısıtan, bembeyaz teniyle hayatımıza güneş gibi doğan sevgi kelebeği! Ne kadar kızsam da beni her gördüğünde kaymak mı kalmış orda diyip gıdığımı kıstırmanı, her fırsat bulduğunda beni tenhada kıstırmanı, tam ders çalışırken figenin olmayan siyah noktalarını sıkmaya çalışmanı ve konsantrasyonumu bozduğun için sana deli gibi kızmamı =) ve en mükemmeli de kocaman öpücüklerini, ısırıklarını hiç unutmayacağım bebeğim. Çünkü sen zaten hep benim etrafımda olacaksın ve bunları hala yapıyor olacaksın! Seninle ilgili emin olduğum bir kaç şey var. Birincisi, sen olmasaydın ben bu kadar gülemezdim, ikincisi sen olmasaydın bu kadar mutlu olamazdım ve üçüncüsü sen olmasan eminim şu an çok daha farklı bir Özge olurdu. En zor anımda sen vardın her şeyi sattın yanıma geldin, en üzüntülü anımda sen moral verdin, en mutlu günümle benimle sevindin. En güzel yemeklerinle bizi besledin =) Özlemim sen benim canımsın ve sana bayılıyorum =) Sakın beni bırakma Özlem dayanamam! Kaymak mı kalmış orda Özlem? =)
Ha! Bu arada Oya, masa örtünüzün rengini merak ediyormuş! =)
Özge Günaydın

aksel tuna dedi ki...

Eh Özlem hanım bilmem hatırlarmısın 1. sınıfta okula hemen hemen hergün aynı 112 ile giderdik de birbirimizi görmemezlikten gelirdik:).Ama ben biliyodum yakama yapışınca asla bırakmyacağını. Ya GTŞKM ben seni anlatmaya nerden başlıyım hiç bilmiyorum, benim saf arkadaşım geçen mecidiyeköydeki HSBC’den para çektim de defterlerin hala orda duruyor gidip almamışsın:).He birde Murat hocam eve götürdüğün quizi sorup duruyor bana ne zaman teslim edecek diye. Boncuk gözlü sarı saçlı en orjinal fenerli arkadaşım o kadar ısrarlarına rağmen birkez bile seni maça götürmedim biliyorum kabahatliyim ama sende maçı izlemiyorsun ki sadece küfürlere eşlik ediyosun napıyım:).Ama en son caddede bjk maçını izlemeye gittiğimizde sırf 20 ytl maç parası verdin diye maçın hiç bitmemesini isityordun:). 21 numaralı formanı her giydiğinde bizi hatırla ne kadar uzaklarda olsak da:). Köprüye giderken ne zaman direkleri görsem ben de seni hatırlıycam çünkü GTŞKM. Arada bir gene taşları düşürmeyi ihmal etme sakın. Kocamustafapaşa’ya bundan sonra da gelme semt olarak istemiyoruz seni:). ”Özlem kim çocuklar, Özlem burda mı”,”Özlem sen daha mezun olmadın mı?” cümleleri ile her zaman neşe kaynağımız oldun. Eti cin’im benim:). Ben ne kadar uzaklarda da olsam her zaman telefon rehberindeki bir G harfi kadar yakınında olucam GTŞKM benim...:) Hiçbir zaman gülen yüzün asılmasın boncuk gözlerinden yaş akmasın:) biricik GTŞKN:)...

Aksel TUNA

Unknown dedi ki...

Otobüslerde tutunma alışkanlığı olmayan canım arkadaşım benim;

112lerde seni yakalayarak başladım seni tanımaya, ilk seferinde durumu anlayamamıştım fakat sonradan tutunmanın gereksiz olduğunu düşündüğünü anlayınca her seferinde sana gözkulak olmaya çalıştım. calculustan çıkıp 17.35 otobüsüne yetişeceğiz diye koşturmalarımızda işin ayrı bir kısmı.
Bu tarafa taşınınca aklım hep sende kaldı, başına birşey gelecek diye hep bir korku kapladı içimi. Ama baktım ki benim arkadaşım kendi ayakları üzerinde durabiliyor tıpkı düşündüğüm gibi. Güçlü ve esprili kişiliğin, güler ve masum yüzünle daima hayatımda olman, sağlıklı ve mutlu günlerde hep birlikte paylaşarak geçirmek dileklerimle,
Çoook öptümmm ve kendine çok çok dikkat et...

Evren Güler

kimkimkim? dedi ki...

Durakta iki omuz darbesiyle otobüse nasıl ilk binen olabileceğimi, bu içindeki heyecanı gözlerinden etrafa yayılan bayandan öğrendim.
Gözlerinden o parlaklık hiç gitmesin, mutlu ol arkadaşım.
Sait ÜLGER

Serim dedi ki...

Özlemciğimm,
Canım arkadaşım benim, ne kadar güzel günler geçirdik 4 sene boyunca, hangisini söylesem, 1. Sınıfta beraber şak-şakçılık yapmaya gidişimizde otobüste eğlenmemizi mi, yoksa 20 kişiye evini açıp sokakta bırakmamanı mı, sınav dönemlerini bi kenara ayırırsak seni hep gülerken görürdüm :) artık bittiğine göre okul, hiç üzülmezsin artık, bizi de mutlu etmiş olursun  bunları aslında formaliteden yazıyorum buraya, nasıl olsa hep görüşcez, hep canım arkadaşım olarak kalcaksın, bişekilde bi yolunu bulup eğlencez. Herkes söylüyordur sana ama ben de hatırlatayım dedim, çok süper bi insansın ( dur tek sorunu söyleyeyim; çok bağırıyosun ya :)) hayatında hep mutluluklar dilerim sana, sessiz günler bize inşallah:)